Saç dökülmeleri fizyolojik ve genetik olarak ikiye ayrılabilir. Fizyolojik nedenler çok çeşitli olabilir. Alınan ilaçlar, besinler, saç dökülmesine engel olacağı düşünülen şampuan ve kremler, sigara dumanı gibi etkenler ve vücudun scar tabakası üretmesine neden olacak durumlar bu faktörlere örneklerdir. Genetik nedenler ise, insan genotipinde saklı olan genlerin fenotipe -birinci, ikinci hatta daha eski nesillerde- geçmesi olayıdır. Irsi (erkeksi) saç dökülmesi olarak adlandırılan bu dökülme, şakaklarda ve kafanın tepe bölgesinden başlayıp yayılımını sürdürür. Türkiye’de ve dünyada neredeyse her iki kişiden biri saç dökülmesi şikayeti yaşıyor.
Naturaliz günümüzde sunulan ürünlerden tamamen ayrı bir ürün. Kendi sınıfında kıyaslayabileceğimiz bir ürün olmadığı için benzerlik ve farklılık belirleyemeyiz fakat saç çıkarma amacıyla uygulanan tedaviler doğal, zararsız, acısız ve tamamen başarılı değiller. Naturaliz ise farkını burada gösteriyor.
Naturaliz işlemi her yaş aralığında kullanılabileceği gibi, genç yaşlarda çok daha hızlı etki göstermektedir. Yaş aralığı değişmesi halinde uygulanacak kür sayısı ona göre artar veya azalır.
Herhangi bir muayene ve test yapılmadan bu sürece bir süre biçilemez. Saç onarımı, saçın en son dökülen yerinden ilk dökülen yerine doğru ilerler. Bu süreçte kişinin yaşı, beslenme ve hayat düzeni, metabolik dengesi ve saç dökülmesine neden olan diğer etmenler sürecin değişimini de etkiler.
Makine ve jilet ile kesim yapıldığında, saçın oksijen alacağı alan daraldığı için sanılanın aksine saç sıkıntısı olan insanların düzenli olarak saçlarını kesmesi sağlıklı değildir.
Yanık durumu istisnai bir durumdur. Yanan hücre deformasyonu kıl köklerini kalıcı olarak öldürür. Eğer yanık yere saç ekimi yapılır ise ekilen köklerden birden çok saç çıkartılabilir fakat hiçbir işlem olmadan (doku, kök hücre nakli) yanık deride saç çıkartılamaz.
Evet yapılıyor. Yara izleri ameliyat izlerine kıyasla daha kolaydır. İki işlemde de düzenli losyon uygulanır ve aralıklarla roller yapılır. Ameliyat izlerinde deri kesilip tekrar dikildiği için kıl köklerinin yönleri de olması gerektiğinden daha farklı oluyor. Yara izlerinde ortalama olarak 3-5 ay gibi bir süre belirlenebilirken ameliyat izlerinde bu durum 12 aya kadar uzayabiliyor.
Gül hastalığında buhar makinesine oturtturulamayacağı için çok dikkatli ve kontrollü şekilde sadece losyon uygulanabilir. Bu durum dışında uygulanamayacak bir hastalık yoktur.
Piyasadaki bazı ürünlerde olduğu gibi hormonel bir madde içermediğinden (erkeklik hormonunu baskılama ve kadınlık hormonunu arttırmağından) kadın ve erkeklere aynı işlemler uygulanır.
İki hastalık için de tedavi elbette ki mümkündür. Alopesi hastalığının erken teşhisi durumunda bir tedavi uygulanması, sonucu olumlu yönde etkiler. Bu tarz durumlarda, vücuttaki bütün sağlıklı kıl kökleri bizim için artıdır. Eğer alopesi hastalığı universalis evresine geçtiyse yani kafada, kaşlarda veya vücudun herhangi bir yerinde hiçbir sağlıklı kıl kökü hücresi görünmüyorsa ilk kök hücreleri görünene kadar düzenli olarak uygulama yapılması gerekmektedir. Kıl hücrelerinde sağlıklı saç kökü görünmeye başladığı an tedavi işlemi başlamış demektir. Bu süreç bir ay ile bir yıl içinde olabilir. Bu zaman aralığı dış faktörler göz önünde bulundurularak kişinin vereceği reaksiyona göre değişkenlik gösterir. Bağışıklık sistemi tekrar güçlendirilmeye devam edilirse süreç daha da uzar.